Perşembe, Temmuz 20, 2006

korkularım 1


Henüz mini mini iken yaşadığım korkuları ve bu korkuların yıllar itibariyle nasıl bir değişim gösterdiğini düşündüm dün gece, uyumadan evvel.

Çocukluğumun en korkutucu simalarından biri Tina Turner hanımefendiydi.Büyüdükçe sevdiklerim tarafına geçen bu güzide hatun kişi, minik maslahatgüzarken, afro saçları, kocaman ağzı, tuhaf dans figürleriyle babaannemin yaramazlık yapmayayım diye anlattığı ÖCÜ tarifine birebir uyuyordu.Sonra büyüdüm, geçti.

Bir diğer korkum - ki bunu anlatırken fark ettim sanat sepet işleriyle pek alakalıymışım, çocukluk korkularım hep ünlülerle ilgiliymiş - en sevdiğim san’atkarlar olan Zeki Müren ve Elvis Presley hazretlerinin ölümünü düşlemekten mütevellit gelişmişti.Öylesine sahici! bir sevgiyle bağlıydım ki her ikisine de öleceklerini düşünmek uykuya geçmeden önce yastığıma pıt pıt gözyaşı dökmeme sebep oluyordu.Sonra öldüler, geçti.

( Aslında Elvis zaten ölmüştü ama benim haberim yoktu, Zeki Müren öldüğünde eşek kadardım ve inanın dostlar hüngür şakır ağladım )

Bunları düşünürken daldığım rüya aleminde devasa bir F beni kovalıyordu.Bu F, benim hala yazıp çizmekten vazgeçmediğim bir soralım cevaplayalım sitesine gönderdiğim ‘ Adı kolay da soyadı nasıl telafuz edilir ? ‘ sorusundaki telafuz ( telaffuz ) kelimesinin unutulan F’sinden başkası değildi.Ve can havliyle uyanmadan az evvel, üstteki dişiyle kafama vurmayı da ihmal etmemişti.

Ve evet benim oldu bitti dötüm açıktır.Uyurken de uyanıkken de.

Hiç yorum yok: