Çarşamba, Haziran 20, 2007

HAZİRAN BASTI

Senede 30 gün kadar sofrasından eksik olmam. Beni yer haziran, yer bitirir. Mucizevi tesadüfler silsilesi oluşundan ziyade ikinci olayda, var bunda bir iş diyip kafaya takmam, haziranı diğer aylardan başka bir yere taşımamdır, başıma gelenlere sebep. Diyeceğim o ki, en acı-tatlı- ilginç hadiselerimi hep kutlu haziranda yaşadım.

* * *

Geçtiğimiz haftaya değin bir süredir giydiğim mutlu - şımarık - pürneşe - arsız kostümümü naftalinsiz, sandığa kaldırıyorum. Gözlüklerim bende kalsın.

* * *

Canım acımıyorken başkalarının acılarını fark etmediğimi farkettim canım tekrar acıdığında. Şu an bütün haksızlıklara ve kötülüklere topyekün ve yahut ayrı ayrı karşı çıkabilecek iç dinamizme, şevke ve vicdana sahip hissediyorum kendimi. Her an, toplumsal ve bireysel arızalar, insan / hayvan hakları, çevre, sistem, globalleşme, kapitalizmin arka kapıdan içimize girişi..... n üzerine cümleler kurabilirim. Düşün ne durumda olduğumu.

* * *

Dut aldım dün bir amcadan, kilosu üç ytl. Tartısı yoktu, öylesine doldurdu bir poşete ve elime tutuşturdu. Ağırdı.

* * *

Yarın beni doğum günüm.

Perşembe, Haziran 07, 2007

ALAIYE

Tatil muhabbeti yapmayacaktım esasında, tutamadım elimi. 5-10 yıl sonra bakıp ''bey bey 2007'de nasıl da tozunu almışım bak Alanya barlarının diskolarının, romatizmalarım elverse yine yaparım, yakın gözlüğümü uzatsana'' deme ihtimaline karşılık bir şeyler karalayayım dedim.

İlk durağım Antalyaydı ve 8 saatten az uyursam insanlıktan çıkarım normalde. Gelin görün ki mevzu tatil olunca 4 saatlik uykuyla aktarmalı uçak yolculuğu yaptım, akşama kadar gezindim tozundum, sabah dörde kadar dans ettim. Önce Neyzen Demhane adlı meyhaneye gittik. Mezeleri ne kadar enfesse balıkları aynı derecede kötüydü, duvarlarda Hamiyet Yüceses, Safiye Ayla fotoğrafları, bir dünya ıvır zıvır asılı salaş balıkçımızda güldük eğlendik. Yıldırım Gürses'i görünce hele keyfimiz hepten yerine geldi. Finali benim istek parçam olan Şarap mahzende yıllanır, aşkın kalbimde yıllanıyor'u udi amcayla göz göze söyleyerek yaptık. Oradan çıkınca eski adı cece olan şimdilerde laila ile çiftleşip ceila olan Dedeman'ın altına konuşlanmış denize nazır kulüpte bulduk kendimizi. Sabaha kadar çalan abuk subuk şarkılara deli dansımla eşlik ettim. ( bkz : binlerce dansöz var , bkz : pussy lover)

Uyuduk , uyandık.

Baş ağrılarımızı aldık Alanya yollarına düştük. Ben bilmezdim Alanya'da böylesi bir gece hayatı olduğunu. Sabahtan akşama kadar otelin havuzu yakınlarında oturup yiyip içmeler ve yine sabahlara kadar zıp zıp zıplamalarla özetlenebilir Alanya maceramız. Neredeyse kılabır olacaktım.

Neler gördük Alanya'da ?
- Bar üzerinde dans eden cillop hatunlar
- Köpüklü diskolar / köpüklerin içerisinde debelenen ve böylece eğlenen insanlar
- Açılışına katıldığımız bir kulüpte, kızın birine parmak attığı için korumalar tarafından sopayla-yumrukla-tekmeyle-allahneverdiyseyle dövülen sapkın, kan-revan-ürperti-donakalma.
- Alanya kalesi ve fotoğraf
- Adı The Doors olan ama hiç Doors çalmayan mekan ( en çok burada eğlendim )
- Leopar teyzegiller ( kocası, iki yetişkin kızı ve kırkından sonra doğurduğu oğlu ) ve pür neşe Ha kakakaka teyze.

Bir sonraki tatilimin Olympos uyuşukluğunda, Gökçeada dinginliğinde geçmesini ümit ediyorum.