Cuma, Eylül 29, 2006

GÜLİZAR DEVLER ÜLKESİNDE

Ben bu ara paso film izliyorum.

Sevdiğimi iddia ettiğim ama sevdiğini beyan etmek için yeterli sayıda filmini izlemediğimi farkettiğim Pedro Almodovar'ın halihazırda inmiş / alınmış, aylardır beni bekleyen iki filmini - Kötü Eğitim ve Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar - izledim. Almodovar'ın gönlümdeki yerinde herhangi bir değişiklik olmadı üstelik Madrid'e olan ilgim birazcık daha arttı.Kötü Eğitim'de Amores Perros'tan bu yana çok sevdiğimiz, içimizden üfff dediğimiz Gael Garcia Bernal'i ( octavio ) gördük, ara ara Julia Roberts'a ( octavio evet ) benzettik.Hatta gudubet Julia Roberts'tan daha güzel ve alımlı olduğuna kanaat getirdik/dim.Ayrıyetten Konuş Onunla'dan hatırladığımız sevimli Benigno'yu yine pek sevimli bir rolde izledik.

Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar oldukça komik bir filmdi, güldük yerli yersiz.

Bunlar dışında bir de Güney Kore filmi izledim.Maraton.Damağımda çocukluktan hayal meyal hatıra Şampiyon adlı filmin bıraktığı tadı bıraktı ( aslında iki filmin muhtemelen alakası bile yok ), göz yaşları sel oldu aktı.Güney Kore'li oyuncuların yeteneklerine bir kez daha hayran kaldım.Oasis'teki esas kızdan sonra, bu filmdeki otistik delikanlı bu adamların üstesinden gelemeyecekleri bir rol olmadığı hissiyatı verdi bana.

Pazar, Eylül 24, 2006

AZ KALDI, BİTECEK


Yalnız olduğum / hissettiğim günler diğerlerinden daha uzundur hep.Abartılı bir kahvaltı, Charles Bronsonlu western, kolikler gezintisi, Black Oak Arkansas, gazetelere göz atış, kocaman bir paket kent sütlü bonbon, koltukta pinekleme, Lost, bir bölüm daha Lost, abur cubur sefası, koliklerde bir gezinti daha, Fatma'yla biraz sohbet, Tire usulü plastik yiyormuş hissi veren köftelerden bir tabak, yine koltukta pinekleme ve benzerleri biçiminde sürüp giden uzun upuzun bir pazar günüydü.Yarın giyecek hiç bir şeyimin olmaması çünkü ütüye elimin uzanamaması, bu saatte hala banyo yapmamış olmak ise can sıkıntısı ekliyor tüm bunlara.

İlkay'ın doğum günü bugün ve uzaklarda olduğu için hüzünleniyorum.Niye hüzünlendiğimi anlayamıyorum çünkü burada, yanıbaşımdayken hiç kutlamadım doğum gününü.

Bir süre susmak ve uzaklaşmak istiyorum ama zaten hiç konuşmadığımı ve hiç bir şey anlatmadığımı farkediyorum.

Bir fincan kahve, biraz Thin Lizzy ile sonlandırmak niyetindeyim hiç bitmeyecekmiş gibi gözüken günü.

Perşembe, Eylül 21, 2006

Salı, Eylül 19, 2006

GUTTER BALLET


Santino ile sohbet ederken bir konserden bahsetmişti, ben de o sırada ne ile uğraşıyorsam artık he he demiş geçmiştim.Bugün birden aklıma geldi,
- Santino Sepultura konseri ne zamandı ?
- Ne Sepulturası, bilmiyorum ben!
Feci sallamıştım, gelen grup Savatage'dı ve benim eskiden çok sevdiğim gruplardan biriydi.Bir taraftan şarkıları indiriyor bir taraftan dinliyorum.Özellikle Gutter Ballet albümünü çok iyi hatırlıyorum ve bazı şarkıların sözlerini bile unutmamışım eşlik ediyorum.15-16 yıl geçmiş, hayret.

ANARCHICO CASALINGA


Gribin ağına düşürdüğü garip Maslahatgüzar 3 gündür yatak - koltuk - pc arasında mekik dokumaktadır.İçtiği ilaçlar, vurulduğu iğneler yaptığı nane limonlar efendime söyleyeyim çorbalar sayesinde iyileşmiş hatta o kadar iyileşmiştir ki Katatonia ve Opeth eşliğinde DOLMA yapmıştır.

Cumartesi, Eylül 16, 2006

DİBEK KAHVESİ


Alır mıydınız?

SADECE SOL GÖZÜ AĞLAYAN TEK İNSAN DEĞİLMİŞİM


Pek ağlak biri sayılmam, aylarca biriktiririm tuzlu suya dönüşen üzgünlüklerimi ve etrafta kimsecikler yokken, sessiz sedasız SOL GÖZÜMDEN pıt pıt döküveririm.Bir iki yıllık birikmiş borcum, sigarayı bırakmış olmanın verdiği öksüzlük hissiyatıyla birleşince bugün o gün oldu, birkaç damla aktı sol gözümden.Ardından her cumartesi olduğu üzere kitapçının yolunu tuttum.Özen Yula'nın ÖBÜR DÜNYA BİLGİSİ adlı öykü kitabını, Annelies Verbeke'nin UYKU'sunu ve bir iki gün önce arkadaşımın tavsiyesi üzerine almayı kafaya koyduğum Murat Uyurkulak'ın TOL'unu aldım.TOL'a hızlı bir giriş yaptım ve daha ilk sayfadaki,
... RUHUMA BİR HAYAT YAKIŞTIRAMADIM.

cümlesi ruhuma yapıştı.Filozofların, büyük yazarların kitaplarında veya sevilen grubun - şarkıcının söylediği şarkı sözlerinde hayatın anlamını bulan yeniyetme bir genç oldum birden.15.sayfaya bir kaç dakika içinde ulaşmıştım ve şöyle bir cümleyle karşılaştım.
... KÜÇÜK BİR AÇIKLIK KALMIŞTI FOTOĞRAFLARIN ARASINDA, HER DEFASINDA SOL GÖZÜM O AÇIKLIĞA RAST GELİYORDU VE BEN SADECE SOL GÖZÜMLE AĞLIYORDUM.


Sol gözüyle ağlayan bir tek ben varım sanıyordum ve ağlarken, yine sol gözümle ağladığımı farkedip gülmeye başlıyordum.Bundan sonra nolacak bilemiyorum.

Pazar, Eylül 03, 2006

İSLİ SİSLİ PİS PUSLU



İki gün öncesine kadar pırıl pırıl bir gökyüzü varmış, günlük güneşlikmiş.Bana sisli, puslu, yağmurlu bir hava denk geldi, yine de güzeldi.



9 Eylül'de Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası sanatçılarından oluşan bir grup, Ayder Senfonisi adını alarak yaylada eşsiz olacağına inandığım bir konser sunacaklar.Elbette yağmur izin verirse.Bir aksilik çıkmazsa Ayder'e tekrar gitmek ve bahsi geçen konseri izlemek / dinlemek istiyorum.



Son günlerde ciğerlerimin mutluluğuna diyecek yok.Önce sigaradan kurtuldular, ardından Kaçkar Dağlarında oksijene boğuldular.

Cumartesi, Eylül 02, 2006

DURUM BUNDAN İBARET



Akşam 18:00 gibi Ayder Yaylasına gitmek üzere yola çıkacağım.Belki Kaçkar havası iyi gelir.

An itibariyle iyi değilim.