Salı, Ocak 16, 2007

8 KEŞKÜL 1 ZİFİR


Bizim memlekette bi TATLAN PASTANESİ vardı eskiden, aslında hala var da sadece adı var. İki kardeş babamızın elinden tutar o pastanede alırdık sıkça soluğu.Kardeşim hep sup ( supangle ) yerdi ben keşkül. O kadar lezzetliydi ki yaptıkları keşküller damağımda hatıra kalan tadın üstüne hiç bir yediğim keşkülü beğenmedim bir daha. Bugün damak tadı belli ki hiç gelişmemiş bir arkadaşımın referansıyla aslen döneri meşhur Muharrem Usta'nın mekanında aldım soluğu. Orada dönerin üstüne yiyebileceğiniz tek tatlı keşküldü ve sadece keşkül yapıyorlar ise tadları muhteşem olmalıydı. Neyse gittim, oturdum.Onca şanına karşın oldukça salaş bir o kadar sevimsiz bir mekandı.Buyrun buyursunlar üsluplu ortalıkta fır dönen bir garson ilgilendi benimle. Önce pek sevmediğim halde döner siparişi verdim, gözüm cam dolaptaki keşküllerdeydi. Aceleyle yerken arka masada gayet yüksek volümlü konuşan yaşları hayli geçkin iyi adamın konuşmalarına kulaklarım misafirlik etmek istedi, etti. Adamlardan biri meğer yıllardır saçını boyuyordu ve 20 yıllık arkadaşı bu durumu o masada öğreniyordu. Neyse boya numarasından, saçın doğallığına uzanan konuşmayı dinlerken kasada oturan abinin sinirli bakışlarını hemen ardından da şimdiye kadar gördüğüm en kötü peruğu kafasında taşıdığını farkettim. Koyu sarıydı, gölgeleri de vardı, inanamadım. Keşkül çok kötüydü. Çayımı yudumlarken, yoldan geçen o adamı gördüm. Montunu pantolonun içine sokmuş, kemerle sıkıca bağlamış saçlarını jöleyle punk kardeşler gibi şekillendirmişti. Ne lan bu şaka mı diye düşündüm. Pılımı pırtımı toparlayıp mekanı terketmeye hazırlanırken arka masadaki saçı boyalı adama göz attım gayri ihtiyari, saçının %50'si dökülmüştü, resmen keldi ve yanlardaki iki tutam saçını boyadığı kumralın doğallığıyla övünüyordu. Artık orada daha fazla kalamazdım.
**
Zifir de keşkül kadar tuhaf bir kelime
Dinlesene, Mira.

Hiç yorum yok: