Cumartesi, Ocak 06, 2007

BU DA BÖYLE

Yılbaşı akşamını annemin uygun gördüğü üzre bir tv kanalının bayrama özel kasıntı tv filmini izleyerek geçirdik. Konu iş dünyasının garabetinde boğulan, anne babasının yaşamayı başarmış biricik evladı delikanlının, bayramda, ailesini ziyaret etmek yerine yazlıkta tatil yapmayı arzulaması ve bu seçim karşısında pencere önüne yapışmış oğlunu bekleyen annenin hezeyanları idi. Annem arada bana manalı bakışlar atarak ve replik desteksiz ( yaaa yaaa manalı ) kafa sallayarak izledi. Ben ertesi gün işe gitmeyecek olmanın verdiği mutluluk sarhoşluğuyla koltukta uzanmış hayırsız evlatla kendimi özdeşleştiriyordum ki uyuya kalmışım. Her yıl olduğu gibi bu yıl da 10 dan geriye doğru sayamadım, sıfır deyince haykırarak zıplayamadım, şampanyaları patlatamadım.

Tatil boyunca elime değmemiş, rahatsız edilmemek için kapattığım telefonumu perşembe sabahı işe gitmek üzere hazırlanırken açtığımda, hafif yana yamultulmuş ağzımla en ükela gülümsememi takınıp üff şimdi bir sürü mesaj gelecek, kimler kimler aramıştır beni diye düşündüm, yoruldum. Telefonum açıldı ama ses yoktu, sadece iki yıl evvel aldığım iki teflon tavanın hatrına olsa gerek tefal mesaj atmıştı. Garip bir rahatsızlık hissettim, üzerine düşünürsem haksız çıkacağımı anlayınca rahatsızlık geçti, geçmiştir herhalde.

1 yorum:

gitarteli dedi ki...

ben de hayıflanıp duruyordum "maslahata bi mesaj atamadım" diye. denk düşmüş demek ki. :p